22 Mar 2010

Bildiğini Yap! Kendin Yap!

Galatasaray maçına az bir zaman kaldı malum. ortalık yine gerildikçe geriliyor "qtm ve fenerasyon(?!)" tarafından. bugün oynanan trabzonspor - galatasaray maçında kaç tane çıkarılmayan kart, yanlış düdük vs. vardı gören görmüştür. hadi ben tarafım, haliyle taraflı gözle bakıyorum, ya komşular? elle müdahele edildiğini görüp oyunu durduruyorsan bu hamlenin cezası olan sarı kartı da vermen gerekmez mi? ağzınızdan düşürmediğiniz KURALLAR bunu gerektirmez mi? anti-otoriter ve kural karşıtı bir insanın bu soruları sorması, bu sebeplerden kuralları savunması olması doğru mu? neyse, amacım ts - gs maçı üzerinden hakemler veya gs oyuncularının düzenbazlıkları / çakallıkları üzerine yazmak değil.

girizgaha pankartın çıkış noktasını belirtmek için giriştim ama biraz dallanıp budaklandı. kısaca bir daha girizgah yapayım. ulan keita!

galatasaray maçına az bir zaman kala vamos bien forumunda çok sevdiğim bir abimizin bir cümlesi önce orta kapı demirbaşlarından plaki'in dikkatini çekiyor. sonra sanal alem üzerinden paslaşmalar;

"hacım bunun pankartı nasıl olur sence?"
"bence olur ya, yapak mı bu akşam?"

"var mı bezimiz, boyamız?"
"olması lazım 8 metrelik, boya da var"
"e iyi akşam 8'de parkta görüşürüz o zaman"
"tamamdır moruk"

cümlede yazan şu: "Gönül senden tek şey diler; bildiğini yap, bildiklerini unutmasınlar". fenerbahçenin bildiği malum: "galibiyet." nerede olursa olsun, hangi rakibe karşı olursa olsun, yapılması gereken ve en iyi bilinen şey galibiyet. rakip galatasaray olduğu zaman yapılması gerekense hem qtm'ye, hem fenerasyon'a (?!) hem de galatasaraya karşı galip gelmek. Bunların unutturulmaması da bir diğer bildiğimiz. e bu mesajı river plate görünümlü gazayıntapspor karşısında eski açığın setinden sallandırmak amacımız.

akşam 8'i geçiyor buluşmamız haliyle. 9'a doğru yoğurtçu parkı'nda, basketbol sahasının orta çizgisine seriyoruz ozaliti. üstüne bez. onun da üstüne bira kutuları, taşlar. boyalar karılıyor, fırçalar sokuluyor kaplara ve vira!


"bastığın yere dikkat et, pankart diye geçme tanı" diyerekten dikkatli olalım mesajları peşi sıra fırçalar vuruluyor beze.

ellerini bu fırçalara ilk kez sürenler çabuk alışıyorlar mesaiye, keyif alarak yardırıyorlar.

gece durgun, gece sakin. pankartın yattığı yerden kurumaya niyeti yok pek. tutuyoruz uçlarından sallıyoruz artık.

yorgunluk vuruyor yüzlere, pek ses çıkmıyor kurutma esnasında. herkes emeğinin karşılığını ertesi gün tribünde görebilme derdinde.

saat 24.00 civarı stad güvenliklerine teslim ediyoruz pankartı.

ertesi gün stada girdiğimizde stadda yok pankart, anlaşılan görevliler unutmuş pankartı depoda. neyse diyoruz, sağlık olsun. galatasaray maçının ardından kayseri var içeride ne de olsa. onlar da sarı kırmızı. galatasaray maçında gelecek galibiyet şampiyonluk habercisi olacaktır nasılsa. e bu pankart da o kayseri maçında açılır, "şampiyonluğu unutma hacı" mesajı verir o zaman diyoruz. hocamız öyle güzel bi laf yazmış ki, her türlü teşvik eder takımı. tabi takım tribüne geldiğinde pankartı okursa.

neyse, önce pazar günü gelsin. gerisi elbet gelecektir!

sonradan gelen ekleme, çarşamba günkü kupa yarı final maçında manisa karşısında açacağız bu pankartı, o zaman ilk hedefini yine vuracak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder