30 Mar 2010

Biletsiz bir taraftarın samiyen yolu


26 mart tarih,
günlerden cuma,
saat sabah 7,
etraftaki dostlarımızı, abilerimizi, yoldaşlarımızı selamlayıp ekleniyoruz sıranın bir noktasına. "90 liralık bilete göre bu sıra kalabalık mı, değil mi?" sorusu soruluyor defalarca.

değil hacı değil! 150 lira da olsa 1 hafta aç gezilir, yenilmez içilmez alınır o bilet. ya da başka bir şekilde o stada girilir. maç fenerimin maçı sonuçta, hem de malum takıma karşı.

9.30 gibi geliyor a.c.a.b. (eysieybi diye okuyunca kafiyesini de yapıyor cümle.) geldiği gibi ortamı geriyor tabi (eysieybi!). sıranın ortasından tutup tutup geriye atıyor atkılı, polarlı insanları. kumaş ceketliler, gömlekliler sabit yerlerinde, icabında daha öne de gidiyorlar. yerimde kalmak için direnirken alttan tekmeleri geçiriyor kahverengi ceketli, beyaz kazaklı domuz. evet maç günü de saha içerisinde elinde telsizle geziyordu.
"sen yetkili bi abiye benziyosun"
tekmeler yerimi bozmuyor ama dilini ağzının içinde katlayıp da yumruğunu kaldırınca gerilmemek için çıkmak durumunda kalıyorum sıradan. zaten bir diğeri de kolumdan çekiştiriyor. ayrıntılarla çok da uzatmanın anlamı yok. az kişiyle girdiğimiz sıradan yarımız ancak biletle ayrılıyor.

cumartesi günü telefonlarla, msn yazışmalarıyla son durumlar kontrol ediyor. kimde bilet var, kaç biletsiz var, kaç kişi maça gelmeyi düşünüyor vs derken bir bakmışız;

28 mart olmuş
öğlen saatlerinde salı pazarında toplanmış gençler.
biz ise yoğurtçu parkının her zaman bulunduğumuzdan biraz daha farklı bir noktasındayız. çaylar, simitler yenilip içiliyor.
- abi sende bilet var mı?
- yoo.
- gelcen mi maça?
- kısmet.

ya da

- sen bilet aldın mı?
- almadım.
- karaborsa mı kovalıycan?
- yok ki o kadar para.
- gelcen mi maça?
- gelirim heralde.
- nası gircen?
- kısmet.

o masada oturanların yarısından çoğu biletsiz. karaborsa fiyatları soruşturuluyor ama bir kişinin de gidip karaborsa aldığı yok.

e hadi ufaktan ilerleyelim o zaman.

iniyoruz rıhtıma, şöhretler'de bir yemek molası. (bu cümlenin karşılığında bir ay boyunca ücretsiz yiyeceğim şöhretlerden)

"yağmur çiseliyor, korkarak, yavaş sesle bir ihanet konuşması gibi."

3 dolmuşa doluyoruz, istikamet fulya yokuşu. yol boyunca şöförlerin birbirleriyle atışmaları, bizim şöförle atışmamız, yanlış sokakta mıyız, sağdan mı soldan mı, sağaaaa solaaaa sesleriyle varıyoruz benzincinin önüne.
bilet yok hala çoğumuzda.
polis yokuşun başını çevirmiş, bileti olmayan geçemez diyor. NO PASARAN öyle olmaz hacı, geçeriz biz.
geçtik netekim. o bitmeyen, eşek öldüren, göbek çatlatan yokuş bitiyor, yetişiyoruz kalabalığın sonuna. tezahüratlar başlamış, bizse nefesimizi denklemeye çalışıyoruz önce. e geldik merdivenlere.

- hacı sende vardı çeşitli biletler versene onları ne olur ne olmaz.
- al moruk.

"yağmur çiseliyor, beyaz ve çıplak mürted ayaklarının ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi."

ceplerde çeşitli maçların çeşitli biletleri. rasgele diyerek yükleniyoruz turnikelere. turnikelerden bi tanesinin demirleri esnedi, patladı patlıycak. hoooop polis dağıtıyor. orada envai çeşit biletle giren giriyor. diğer gişe sağlam, orada biletler kontrol ediliyor. cepte yok yasal bilet. neyse koyuyorum kaynağımı giriyorum diğer sıraya. hüoop vüüooop işlemiyor. herkes kaynağını koyacak, samiyene giriyoruz paşam, tiyatroya değil.
telefon geliyor, aç açabilirsen bu kalabalıkta telefonu. ellerimi bile hareket ettirmek o kadar zor ki. bi kaç sefer çaldıktan sonra açıyorum.

- moruk benim bileti yırtmadılar ben içerdeyim, gişenin hemen orada bekliyorum seni, benimkiyle girersin, anlatırsın polislere.
- tamam kanka, sağolasın.

gişeye geliyoruz, sağım solum önüm arkam acab.

- biletin nerde?
- abi arkadaşta, bak ordan gösteriyor. siz demin sırayı dağıtırken benim bilet onda kaldı alamadım, o girdi içeri, ben kaldım.

yer mi polis, biri sağımdan biri solumdan çekiyor. vücut sabit, ceketin kolları uzuyor yanlara doğru, sıradakilerden ve polisten yediğim küfrün haddi hesabı yok bu arada. polislerden biri gazı alıp tipimden ötürü benim bariz suçlu olduğumu ifade ediyor. gişedeki arkadaş amirle konuşuyor.

- abi o arkadaş kendini ifade edemez, sen bi yardımcı olsana.

kurtarıyorum kendimi domuzların elinden, geçtim lan gişeyi, harbiden geçtim!

artık blogun sol kanadında "play"e bastınız mı duyacağınız şarkı dilimde, "TIME TO PLAY THE GAME!"
gerisi malum, 40 metreden bırakıp gidiyoruz.


stada izimizi bırakıyoruz, staddan hatıramızı alıyoruz ve stadı terkediyoruz 10 gibi.


ve hala,

"Yağmur çiseliyor. Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir. Ve yağmurda ıslanan yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin çırılçıplak etidir."

29 Mar 2010

Tarihte Bugün - 29 Mart

Armand Robin öldü 1961
Armand Robin öldü. Fransız şair, çevirmen, anarşist.

Dokuz anarşist boğularak öldürüldü 1943
İspanya: faşist askeri darbete karşı çıkan "Juventudes libertarias" (Anarşist gençlik) adlı yeraltı grubunun dokuz üyesi tutuklandı ve "Modelo" hapishanesinde boğularak öldürüldü. Franko diktatörlüğünün ilk yıllarında onbinlercesinin karşılaştığı yada karşılaşacağına benzer bir yazgıydı bu.

Mary Wollstonecraft, William Godwin ile evlendi 1797
Hamile olan Mary Wollstonecraft romancı/anarşist/siyaset teorisyeni William Godwin ile evlendi. Ağustos ayında, kızı Mary'nin doğumundan 11 gün sonra öldü. Kızı Mary ise ("Anarşinin Maskesi"nin yazarı) şair Percy Bysshe Shelley ile evlenecek ve Frankenstein romanını yazacaktı.

haa bir de geleneksel "dalga geçme haftası" başladı bugün.

Koyduk Mu?!

Derbi, 22 adamdan oluşan 2 takımın karşılıklı oynadığı ve sonunda FENERBAHÇEnin kazandığı bir olaydır!

28 Mar 2010

Tarihte Bugün - 28 Mart

Kızgın Tugaylar 1970
İngiltere: Waterloo İstasyonu'nda bir saatli bomba bulundu. Bu, bu yıl içerisinde İngiltere ve Fransa'da düzenlenen saldırılardan bir tanesiydi. Bu saldırıların anarşist 'The Angry Brigade' (kızgın tugaylar) tarafından düzenlendiği iddia edildi.

147 öğretim üyesinin görevlerine döndü 1962
Türkiye'de Ekim 1960'da askeri yönetimce görevlerinden uzaklaştırılan 147 öğretim üyesinin görevlerine dönmelerine olanak sağlayan kanun, TBMM'de kabul edildi.

İspanya'da ateş yayılıyor 1932
İspanya: Madrid'de anarşistler manastırları yakmaya başladı.

İspanya İç Savaşı sona erdi. 1939
Madrid, General Francisco Franco'nun güçlerinin eline düştü. İspanya İç Savaşı sona erdi.

Emma bir kez daha tutuklandı 1915
ABD: "Dünyanın en tehlikeli kadını" anarşist feminist Emma Goldman, doğum kontrolü araçlarının nasıl kullanılacağına dair yaptığı konuşma yüzünden tutuklandı. Emma devlete 100$ ceza ödemek yerine 15 gün hapis yatmayı tercih etti.

Bonnot öldürüldü 1911
Fransa: Bonnot, -anarko eşkiya- yaptığı sevimli soygunlar ve diğer çılgınlıkların üzerinden aylar sonra polis tarafından yakalandı ve öldürüldü. Polise Bonnot'un eylemlerini destekleyen birçok mektup gönderilmiş ve polisle alay edilmişti. Bonnot çetesi işsiz anarşistler tarafından kurulmuş ve içinde bulundukları toplum tarafından çoşkuyla karşılanmıştı.

Ravachol tutuklandı 1892
Fransa: Ravachol, anarşist kamusallaştırıcı ve dinamit uzmanı Paris'te tutuklandı.

Geliyoruz Ulan!

cimbombomun piçlerine dar edelim bu tribünü
haydi bastır fenerbahçe peşindeyiz biz her türlü

27 Mar 2010

Tarihte Bugün - 27 Mart

Zindanlar yıkılsın 1993
Almanya: Alman Kızıl Ordu (RAF) eylemcileri inşaatı yeni biten yüksek teknolojili bir hapishaneyi tahrip ettiler.

THKP 3 İngiliz teknisyeni kaçırdı 1972
Türkiye Halk Kurtuluş Partisi- Cephesi lideri Mahir Çayan ve arkadaşları Ünye Radar Üssü'nden 3 İngiliz teknisyeni kaçırdı.

Miguel Arcangel Roscigna tutuklandı 1931
Uruguay: Arjantinli kamulaştırma eylemcisi, anarşist Miguel Arcangel Roscigna Uruguay'da tutuklandı. Roscigna demirci ustası olduktan sonra anarko sendikalizmden şiddet içeren ekonomik eylemlere, tutsakların kaçmasına yardım etmeye uzanan bir çizgi izledi. Yakalanıp, Arjantin polisine teslim edildiği günden sonra gören olmadı.

Enel Hak 922
Irak: Hallacı Mansur (Ebu Abdullah Hüseyin b. Mansur el Beyzavi el Hallac) Muktedir'in buyruğu üzerine Bağdat'ta işkence edildikten sonra asılarak idam edildi..

..Git
Gökyüzüne çık
Göreceğin
Orada duran
Sensin
Enel hak...

(Zuğaşi Berepe - İgzas albümünden Enel Hak şarkısından)

Antifa Tribünler 4

Iraklis Thessaloniki - Gate 10




http://www.iraklis-g10.gr/

26 Mar 2010

Tarihte Bugün - 26 Mart

Brezilya Anarşist Kongresi 1959
Brezilya: Tüm ülkeden militanların katılduğı Anarşist Kongre 26 - 29 Mart tarihleri arasında Itaim, San Paulo'da toplandı. Kongreye sürgünde bulunan İtalyan ve İspanyol anarşistlerde katıldı. Kongrede, Sosyal Kültürel merkezlerin yeniden aktif hale gelmesi ve Free World (özgür dünya) yayın evinin kurulması dahil 10 konu tartışıldı.

Yambol Katliamı 1923
Bulgaristan: Yambol'da hükümetin halkı silahsızlandırılmasını protesto eden anarşistlerin üzerine ordu ateş açtı. Konuşmacı Atanas Stoitchev yaralanırken, 30 anarşist katledildi. Diğerleri Yambol'daki kışlada katledilmeye devam edildi. Katliamın ardından anarşistler yeraltına çekilmek zorunda kaldı.

Albert Guigui-Theral doğdu 1903
Cezayir: Albert Guigui-Theral (1903-1982), başkent Cezayir'de doğdu. Militan anarşist, sendikalist ve 2. dünya savaşında partizan.

Jacques Doubinsky doğdu 1889
Rusya: Jacques Doubinsky (1889-1959) doğdu. Genç bir işçi militanken 1918'de Ukrayna'da yükselen köylü hareketine katılarak, Makhnovist güçlerle birlikte savaştı. Birçok yayında yer aldı ve Bulgar mültecilerine yardım etti.

Georges Cochon doğdu 1879
Georges Cochon (1879-1959) Chartres, Fransa'da doğdu. Duvar ressamı, anarşist ve "Kiracılar Federasyonu"nun genel sekreteri.

Raymond Callemin doğdu 1890
İllegal / anarşist Bonnot çetesi üyesi Raymond Callemin doğdu. Callemin 1913'de giyotinle idam edildi.

Atkını takma dedin galiba?!

Pazar günü gideceğimiz galatasaray deplasmanı için fenerbahçe resmi sitesinde bir açıklama yapılmış. diyor ki; "karşılaşmayı izleyecek olan taraftarlarımız, kesinlikle münferit olarak maçı izlemeye gideceklerdir. Biletleriyle maçı izlemeye gidecek taraftarlarımız, kesinlikle bozuk para, çakmak, yanıcı ve parlayıcı yasa dışı maddelerin yanı sıra, yüz maskesi, atkı, kaşkol gibi kıyafetleri üzerlerinde bulundurmayacaktır."

Klüp acaba ülkede pek varolmayan "casual stili"ni mi oluşturmaya çalışıyor ufak ufak?

casual stili ile ilgili bi yazı yazmayı düşünüyodum zaten, klüp de bunu fişekleyen açıklamayı yaptı sağolsun. ama saat olmuş gece 2, bi kaç saat sonra da stadın önüne bilet kuyruğuna eklenicem. pek yazacak halde değilim şu an anlayacağın. ama yazıcam, rahat ol.

25 Mar 2010

Tarihte Bugün - 25 Mart

Sırbistan, NATO'ya savaş ilan etti 1999
Sırbistan, NATO'ya savaş ilan edip BM'ye bildirince, NATO üyesi Türkiye de bu ülkeyle resmen savaşa girmiş oldu.

Manisalı Gençler Davasında tahliye 1998
Manisalı Gençler Davasında, Yargıtay'ın bozma kararından sonra beş tutuklu genç tahliye edildi. Davada tutuklu sanık kalmadı.

Sedat Caner ve Nokta dergisine dava açıldı 1986
İşkence yaptığını itiraf eden polis memuru Sedat Caner ile bu itirafları yayımlayan 'Nokta' dergisine dava açıldı.

Julia Bertrand öldü 1960
Julia Bertrand (1877-1960) öldü. Fransızca öğretmeni, militan anarşist, feminist ve bağımsız düşünür.

Johannesburg'da tüm siyah politik örgütler feshedildi. 1960
Güney Afrika Johannesburg'da tüm siyah politik örgütler feshedildi.

92.000 kişi sürgün edildi. 1949
Sovyet hükümetinin kararıyla Litvanya, Estonya ve Letonya'dan 92.000 kişi sürgün edildi.

Percy Bysshe Shelley Oxford' dan atıldı 1811
Percy Bysshe Shelley "Tanrıtanımazlığın Gerekliliği" adlı makalesinden dolayı Oxford Üniversitesi'nden atıldı.

Rudolf Rocker doğdu 1873
Amerikan göçmeni anarşist Rudolf Rocker doğdu. Rocker anarko sendikalizmin teorisyenlerinden biri, örgütleyici ve antifaşistti. Yahudi olmayan ama yahudi anarşist hareketini etkileyenlerden biriydi ve ömür boyunca Milly Witcop'un yoldaşıydı.

Yoksulluğumuz Kardeştir Bizim


Vamos Bien olarak köy okullarına yardım kampanyası düzenlemiştik, bilen bilir. Kasım'da fikir ortaya atıldı, biraz uzun ve sancılı bir sürecin ardından gayet temiz bi şekilde bu işin altından kalktık sanıyorum.


bizzat yardım kampanyasının içinde yer almış ve depolarda koli yapmış bir kişi olarak bi kaç satır yazasım var.

* bu yolda çekilen çile kutsaldı diyeceğim kutsal değerleri olmayan bir kişi olarak ve bu ironi değil.

* merterdeki bütün çocuk mağazalarını usandırdık muhtemelen.

* şu kısa ve fazla yıkıcı yaşantımda bu kadar onurlu ve yapıcı bir işin bir parçası olduğum için vamos biene tekrar teşekkür ediyorum.


Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler

Nazım Hikmet



şimdi de grubumuzun basın açıklamasını ekleyeyim;

"Vamos Bien grubu olarak düzenlediğimiz Yoksulluğumuz Kardeştir Bizim - Köy Okullarına Yardım Kampanyası'nı başarıyla sonuçlandırdık. Kasım ayından beri sürdürdüğümüz hazırlık aşamasını tamamladıktan sonra 28 Şubat günü yola çıkarak, 1 Mart günü Muş - Sungu - M. Akif Ersoy İ.Ö.O., 2 Mart günü Van - Çaldıran - Yukarı Sağmalı Köyü İ.Ö.O., 3 Mart günü Van - Çaldıran - Toprakseven Köyü İ.Ö.O., 4 Mart günü Ordu - Kabataş - Alankent İ.Ö.O. ve 5 Mart günü de Ordu - Ünye - Pelitliyatak - Çalca İ.Ö.O.'na eşyalarını teslim ettik. Gittiğimiz 5 okulda yaklaşık 1700 öğrenci öğrenim görüyordu. Vamos Bien olarak bu okullardaki ihtiyaç sahibi öğrenci kardeşlerimize ihtiyaçları olan bot, mont, kazak, kırtasiye malzemesi vb. eşyaları temin ederek kendilerine ulaştırdık. Gittiğimiz okullarda eşyaları öğrenci kardeşlerimize teslim ederken tanık olduğumuz öğrenci kardeşlerimizin mutluluğu bizim için en büyük teşekkür oldu. Kampanyamıza katkıda bulunan herkese Vamos Bien grubu olarak teşekkür ederiz."


Yoksullu�umuz Karde�tir Bizim
Yükleyen barcodio. - DiÄ�er yaÅ�am ve stil videolarına göz atın.

Hadi be dayı be!

Fenerbahçe 2
Manisaspor 0


maç nasıldı pek bilmiyorum, tribünde olup da pek maç izlemişliğim yok bu zamana kadar. o yüzden tribünden notlar düşelim biraz.

* maç başında en sevdiğimiz rakibimiz galatasaray'ın yakın zamanda ölen eski başkanı özhan canaydın için saygı duruşu yapıldı. bu süre boyunca bütün stadın merhumu alkışlaması önemliydi, ailesine başsağlığı diliyorum.


* maçtan önce manisasporlu oyuncular maraton alt tribünlerine bişeyler attılar, galiba mesir macunuydu, emin değilim.

* nedense boştu tribünler, özellikle ck ve vamos bien ailelerinin büyük kısmı bu maçta yoktu. bu maç YARI FİNAL maçıydı bilmiyorum farkında mısınız. buna da gelmeyecekseniz neye geleceksiniz? haftaiçini bahane etmeyin, maç akşam siz işinizden çıktıktan sonra oynandı. grupların maç seçmeye hakkı olmadığını düşünüyorum.

* karşılıklı tezahüratlarda gayet iyiydi tribün. tvden izleyenler de sesin iyi geldiğini söylüyor.

* özetlerden gördüğüm kadarıyla güiza'ya asist yapan orkun'a bi teşekkür borçluyuz. benzer bir hatayı trabzonspor maçında yapan eski takım arkadaşı emre güngör'den pazar günü tekrar bekliyoruz.

* deivid bangır bangır geri dönüyor.

* emre'nin sakatlanmasına değil, bir fenerbahçeli oyuncunun sakatlanmasına üzülüyorum. gerçekten sakatlandı mı yoksa kolpa mı tartışmaları beni çok ilgilendirmiyor.

* 2 - 0'ı erken bulunca geri kalan - neredeyse - bütün süre boyunca pazar gününe odaklandı tribünler, ayık olun, geliyoruz!

* bikaç maçtır gol yemiyor oluşumuz güzel, lugano'yla bilica birlikte oynayınca hattımız gayet sağlam.

* en son 1983'te alınmış bir kupanın yarı finaliydi bu, tekrar yazmakta fayda var. MAÇ SEÇMEYİN!

* kupa finalinin kapısını araladık (oof bu kadar klişe bi cümle kurduğum için kendimi tokatladım.)

* 27 yıldır türkiye kupası girmemiş müzeye, bugün tribünde bağıranların belki yarısından fazlası görmedi bu kupayı.

* hadi be dayı be, alalım bu sefer kupayı. final dönüşünde boynumuzu büküp içmeyelim yine.

*sen sus sarı çiyan!

Antifa Tribünler 3

Celtic - Green Brigade




biliyorum, bu rozetlerden birisini bana hediye etmek istiyorsunuz, çekinmeyin, edin!

http://greenbrigade.proboards.com/

24 Mar 2010

Tarihte Bugün - 24 Mart

ETA ateşkes ilan etti 2006
İspanya'daki ETA örgütü süresiz ve kalıcı ateşkes ilan etti.

Isabel Peron, darbeyle devrildi 1976
Arjantin Devlet Başkanı Isabel Peron, darbeyle devrildi. Jorge Rafael Videla, Emilio Eduardo Massera ve Orlando Ramon Agosti’den oluşan cunta iktidara el koydu, yedi yıllık diktatörlük döneminde 30 bine yakın kişi öldürüldü.

Dario Fo doğdu 1926
1926 - İtalyan oyun yazarı, yapımcısı, yönetmeni, oyuncusu Dario Fo Leggiuno-Sangiamo, İtalya'da dünyaya merhaba dedi.

Ferlinghetti doğdu 1919
1919 - ABD : Şair, yazar, beat, yayıncı ve San Fransisco'da ki City Lights (şehir ışıkları) kitabevinin kurucusu Lawrence Ferlinghetti Yonkers, New York'da doğdu.

23 Mar 2010

R.A.S.H. Football


rash = red anarchist skinhead / kızıl anarşist dazlak manasına gelen bir skinhead alt kültürü, ve evet skinhead demek sol demektir, antifa demektir. beyinsiz nazi dazlakları için kullanılan kelime bonehead ve onlar skinhead kültüründen bi bok anlamıyorlar.

sonuç olarak "rash football" diye bir olay var. dahke'nin 2006'da çıkmış olan 7. sayısında böyle bir bölüm vardı. immo guitti'ye saygılarımı sunarak alıntılıyorum yazısını;

"futbol her zaman kültürümüzün bir parçası oldu. dünya çevresinde rash öncüleri yaşanılabilen, çalışılabilen ve oyun oynanabilen her yerde daha iyi bir toplum yaratmak isteyenlere karşı savaşıyor. şaşırmamak lazım, çoğumuz futbol kulüpleri ve futbol sahaları ile aktif olarak ilgileniyor. bu bağlamda kendi ligimizde ve kulüplerimizde yüksek sesle bağırmalıyız. faşistlerin işin içine girdiği her yerde onlara karşı savaşmalıyız.

çünkü, uluslararası arenalarda oyunlarımızı organize eden, yönetim ile birlikte sorumluluğu almak isteyen kapitalistler ve faşistler, az önce bahsettiğimizi uyguluyorlar.

rash gönüllüleri, kıtaları aşarak zekalarını paylaşabilirler. açgözlü kulüplere ve kapitalist tuzaklara karşı tecrübelerimizi paylaşabiliriz. futbol alanları propaganda için oldukça harika yerlerdir. konuşlandığımız tribünlerden ırkçılığı ve kapitalizmi yıkmanın vakti geldi. şüphesiz astığımız pankartlar ve bayraklar stadyumlarda binlere, televizyonlarda milyonlara hitap ediyor.

sadece düşmanlarımıza karşı koordine olmayacağız, bunun yanında dünya çevresindeki taraftarlar arasında bir bağ da kurmuş olabileceğiz. kim bilir belki de, saha içinde ve dışında mücadelelerimizi paylaşarak daha efektif sahneler yaratabiliriz. şu bir gerçek ki, çoğumuz asla buluşamadık, buluşamayacağız da... futbol birbirlerimizin daha iyi olabilmesi adına bize yardımcı olacak. şimdi hep beraber kolkola başlangıcın yeridir burası..."

Tarihte Bugün - 23 Mart

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri savaşı ilginç bir eylemle protesto etti. "Çıkarsa tezkere, Tayyiip gitsin askere" sloganları atan öğrenciler, iki fakülte binası arasında dev bir "savaşa hayır" pankartı astı. Kendi hazırladıkları Bağdat şehrinin maketi üzerine çiçek yaprakları atan öğrenciler, temsili olarak hazırlanan "petrol şehitleri mezarlığını" ziyaret etti. 2003

Dada Manifestosu 1918
Tristan Tzara İsviçre'de Dada Manifetosu'nu yayınladı.

"Ben beyin düzenleyicilerini ve onların toplumsal örgütlenmelerini imha ediyorum"

IWW duruşması başladı 1918
1918 - ABD: 101 Wobbly'nin (IWW - Industrial Workers of the World - Dünya Endüsrti İşçileri Sendikası üyeleri) duruşması Şikago'da başladı. İşçiler 1. Dünya Savaşı'na karşı yürüttükleri eylemlilikten dolayı casuslukla suçlanıyorlardı.

1917 Eylül'ünde 165 IWW yöneticisi zorunlu askerliğe karşı çıkmak, askerlikten kaçmayı özendirmek, işçi işveren arasındaki uzlaşmazlığı kullanarak insanları tehdit etmek suçundan tutuklandı. Bu yaklaşık beş ay sürdü ve amerikan tarihindeki en uzun ceza duruşması başladı. Sovyet devrimi izleyen "Dünyayı sarsan 10 günün" yazarı John Reed Rusya'dan döner dönmez "The Masses" (Kitleler) dergisinde IWW duruşmalarını yazdı ve "sanıkları" tanımladı:

"Tarihte onlar kadar iz bırakacaklar olacağından şüpheliyim. 101 oduncu, üreten eller, madenciler, editörler... dünyanın zenginliğinin onu o yaratanlara ait olduğuna inananlar... sokaktaki insanlar, patlayıcı taşıyıcıları, çiftçiler, liman işçileri, dünyanın tüm ağır işlerini yapan çocuklar..."

Jüri hepsini suçlu buldu. Haywood 14, wobblye 20 yıl, 33 kişiye 10 yıl ve diğerlerine daha kısa süreler için hapis cezaları verildi. Toplam 2.500.000$ para cezası verildi. IWW mali olarak çökertildi. Haywood kefaletle serbest bırakıldığı an devrimci Rusya'ya kaçtı ve ölümüne kadar 10 yıl boyunca orada kaldı.

Antifa Tribünler 2

Cadiz - Brigadas Amarillas






http://www.brigadasamarillas.net/


22 Mar 2010

Haydar Haydar


ar-ı namus şişesini taşa çaldım, kime ne?

Tarihte Bugün - 22 Mart

Fransa'da hiyerarşik ve ideolojik programsız 22 Mart Hareketi başladı. 1968

"Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye" 1969
Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı İstanbul'da toplandı. Kısa adı FKF olan Fikir Kulüpleri Federasyonu lideri Yusuf Küpeli ile Deniz Gezmiş bir manifesto yayımladılar. "Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye" hedefi için mücadele programını açıkladılar.

Gecenin İşçileri 1905
1905 - Fransa: Alexander Marius Jacob'un Amiens'de devam eden davası sonuçlandı. 150 soygun davasıyla yargılanan Alexandre Jacob bir hırsız ve anarşist "Les travailleurs de la nuit" (Gecenin İşçileri) grubunun üyesiydi.

Marius Jacob ve Felix Bour'a ömür boyu hapis cezası verilirken, Gecenin İşçilerinden 14 kişiye 5 ile 20 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. 7 kişi ise serbest bırakıldı.

Alexandre Jacob 13 yaşında Hint Okyanusu'nda bir korsan gemisinde çalışırken anarko eşkiyalığı kendisine model aldı. 16 yaşına geldiğinde tanınan bir patlayıcı uzmanı haline gelmişti. 20 yaşına geldiğinde yönetici sınıfın evlerini ve kiliselerini soyan usta bir hırsızdı.

Hapishaneden kaçtıktan sonra suçlarının yetersiz olduğuna karar verdi ve anarşist yoldaşlarıyla "les Travaillers de la Nuit" (gecenin işçileri) adını verdikleri çeteyi kurdu. Çetenin kurduğu güvenli evler, kooperatiflerden oluşan ağa ve yan örgütlenmelerine 100'e yakın insan katıldı.

Elbette, kendileri kadar anarşistlere de yardım ettiler.

Antifa Tribünler 1

AEK - ORIGINAL 21







http://www.original21.com/

Bildiğini Yap! Kendin Yap!

Galatasaray maçına az bir zaman kaldı malum. ortalık yine gerildikçe geriliyor "qtm ve fenerasyon(?!)" tarafından. bugün oynanan trabzonspor - galatasaray maçında kaç tane çıkarılmayan kart, yanlış düdük vs. vardı gören görmüştür. hadi ben tarafım, haliyle taraflı gözle bakıyorum, ya komşular? elle müdahele edildiğini görüp oyunu durduruyorsan bu hamlenin cezası olan sarı kartı da vermen gerekmez mi? ağzınızdan düşürmediğiniz KURALLAR bunu gerektirmez mi? anti-otoriter ve kural karşıtı bir insanın bu soruları sorması, bu sebeplerden kuralları savunması olması doğru mu? neyse, amacım ts - gs maçı üzerinden hakemler veya gs oyuncularının düzenbazlıkları / çakallıkları üzerine yazmak değil.

girizgaha pankartın çıkış noktasını belirtmek için giriştim ama biraz dallanıp budaklandı. kısaca bir daha girizgah yapayım. ulan keita!

galatasaray maçına az bir zaman kala vamos bien forumunda çok sevdiğim bir abimizin bir cümlesi önce orta kapı demirbaşlarından plaki'in dikkatini çekiyor. sonra sanal alem üzerinden paslaşmalar;

"hacım bunun pankartı nasıl olur sence?"
"bence olur ya, yapak mı bu akşam?"

"var mı bezimiz, boyamız?"
"olması lazım 8 metrelik, boya da var"
"e iyi akşam 8'de parkta görüşürüz o zaman"
"tamamdır moruk"

cümlede yazan şu: "Gönül senden tek şey diler; bildiğini yap, bildiklerini unutmasınlar". fenerbahçenin bildiği malum: "galibiyet." nerede olursa olsun, hangi rakibe karşı olursa olsun, yapılması gereken ve en iyi bilinen şey galibiyet. rakip galatasaray olduğu zaman yapılması gerekense hem qtm'ye, hem fenerasyon'a (?!) hem de galatasaraya karşı galip gelmek. Bunların unutturulmaması da bir diğer bildiğimiz. e bu mesajı river plate görünümlü gazayıntapspor karşısında eski açığın setinden sallandırmak amacımız.

akşam 8'i geçiyor buluşmamız haliyle. 9'a doğru yoğurtçu parkı'nda, basketbol sahasının orta çizgisine seriyoruz ozaliti. üstüne bez. onun da üstüne bira kutuları, taşlar. boyalar karılıyor, fırçalar sokuluyor kaplara ve vira!


"bastığın yere dikkat et, pankart diye geçme tanı" diyerekten dikkatli olalım mesajları peşi sıra fırçalar vuruluyor beze.

ellerini bu fırçalara ilk kez sürenler çabuk alışıyorlar mesaiye, keyif alarak yardırıyorlar.

gece durgun, gece sakin. pankartın yattığı yerden kurumaya niyeti yok pek. tutuyoruz uçlarından sallıyoruz artık.

yorgunluk vuruyor yüzlere, pek ses çıkmıyor kurutma esnasında. herkes emeğinin karşılığını ertesi gün tribünde görebilme derdinde.

saat 24.00 civarı stad güvenliklerine teslim ediyoruz pankartı.

ertesi gün stada girdiğimizde stadda yok pankart, anlaşılan görevliler unutmuş pankartı depoda. neyse diyoruz, sağlık olsun. galatasaray maçının ardından kayseri var içeride ne de olsa. onlar da sarı kırmızı. galatasaray maçında gelecek galibiyet şampiyonluk habercisi olacaktır nasılsa. e bu pankart da o kayseri maçında açılır, "şampiyonluğu unutma hacı" mesajı verir o zaman diyoruz. hocamız öyle güzel bi laf yazmış ki, her türlü teşvik eder takımı. tabi takım tribüne geldiğinde pankartı okursa.

neyse, önce pazar günü gelsin. gerisi elbet gelecektir!

sonradan gelen ekleme, çarşamba günkü kupa yarı final maçında manisa karşısında açacağız bu pankartı, o zaman ilk hedefini yine vuracak.