28 Nis 2010

Direne Direne Kazanıyoruz!

gündüz maçları daha bir old school demiştim. özellikle uefa'nın sahur maçlarına sinir olan birisi olarak da ayrı bir sempatim var gündüz maçlarına. yılda ortalama 3-4 gündüz maçı oynuyoruz, onların da zaten çoğu çok uzak ve çok soğuk şehirlerdeki maçlar oluyor. güneşli bir günde, şehiriçinde yapacağımız deplasman inceden bir "chelsea - west ham" tadı veriyordu bünyelere. onlar forever blowing bubbles diyordu, biz ise haklıyız kazanacağız!

sabah erkenden atladık vapura semtten. şansımıza yeni vapurlardan gelmiş, uzay gemisi gibi bu da, yarım saat tuvalet arıyorum aşağıda.


geçiyoruz karşıya, karaköyden bir vesait daha ve taksimdeyiz. tramvay durağında Muhalif Gençlik Hareketi'nin eylemi var, alkışlarımızla destek oluyoruz yanlarından geçerken. Direne direne kazanacağız!

Galatasaray Lisesi'nin önünde toplanmış diğer gruplar da, yanlarına ekleniyoruz ve alkolümüzü tedarik ediyoruz etraftan. Ecnebistanda yapılan gündüz maçlarının bir sebebi de insanların alkol tüketimini engellemek, ama türkiyede her şey farklı işliyor, biliyorsun.

ilerliyoruz stada doğru ufak ufak. 850 polis noktasından geçtikten sonra giriyoruz stada sonunda. pankart asılıyor, yerler alınıyor. daha maça 1,5 saat var, e napalım? Musa Çözen'le, beşiktaşla dalga geçiyoruz. Semtin bir yerlerinde fenerbahçe otobüsü görünüyor alkışlıyoruz, seviniyoruz çokonat getiren babayı görmüş gibi.

Maçtan önce ritüel; futbolcular çağrılıyor, beşiktaşla bi ilişkisi olan parmak kaldırsın diyoruz, selçuk kaldırıyor parmakları gevrek gevrek gülerek. ardından volkan.

maç başlıyor, susmuyoruz. stadın akustiği muazzam, ufak bi tribün olmasına rağmen tıklım tıklım dolu ve bağıran bi kitle var. inletiyoruz semti.

75inci dakikada bekir'in golü geliyor, özetlerden görüyorum yine golü ve gol sevincini. Gol geldiği gibi arkamdaki bıyıklı gırtlağıma öyle bir kenetleniyor ki, nefes almak için adamın kolunu zorla açıyorum.

Direne direne kazanıyoruz kaç haftadır olduğu gibi. Karaköye inerken "dik kaldırım"da ayran yüklenmesi yapıyoruz. Vapur iskelesinde şarkılarımızı söylüyoruz ve biniyoruz. Geçiyoruz kıça, pankartımız şehri selamlıyor, şehir bizi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder