2 Şub 2012

İslamcıların Mısır Sporundaki Ultralarla Savaşı

Futbol Üzerine Müslüman Kardeşler'in Bakış Açısı

Yazan James M. Dorsey

Mısır'ın ilk isyan-sonrası seçiminde kazandıkları başarıya güvenen İslamcılar, devrimci futbol taraftarlarının ve gençlik gruplarının güvenlik güçlerine karşı verdiği bir yıl süren kanlı sokak savaşına rağmen başaramadığını başarmaya çalışıyor: Değişim!

Böyle yaparak, Müslüman Kardeşler kendilerini daha militan İslamcılardan, daha radikal olan Selefiler'den farklı kılmayı çabalıyor. Selefiler, peygamberin zamanındaki 7. yüzyıl dönemi yaşamına öykünen ve o yaşam tarzını uygulamaya çalışan radikallerdir. Kökten dinci Mısırlı ve Suudi din adamları, Somali'deki El Kaide bağlantılı El Şebab milisleri ya da Afganistan'daki Taliban gibi futbolu kafirlerin bir oyunu olmakla ve Allah'a ibadet etme görevinden uzaklaştıran bir sebep olarak görmekteler.

Devrimci futbol taraftarları da Mısır sporunda Mübarek etkilerini silecek bir değişim istiyor, Müslüman Kardeşler de. Ancak bu iki grup arasındaki fark bu hafta Hüsnü Mübarek'in 30 yıllık hükmünü sonlandıran protestoların birinci yıldönümünde net bir şekilde ortaya çıktı.

Mübarek'in elinden geçen sene geçici olarak gücü alıp ülkeyi demokrasiye götürme andıyla hareket eden Mısır ordusu, geçen sene isyanın kalbinde olan gençliğin ve taraftar gruplarının konserlerini ve futbol maçlarını içeren bu yıldönümü kutlamalarını iptal etmenin yollarını arıyor. Devrimci gençler ve taraftar grupları silahlı kuvvetlerin bir an önce kışlalarına dönmelerini isterken, ordunun bu genç ve taraftar gruplarına olan kötü muamelesi Müslüman Kardeşler tarafından destekleniyor.

Geçtiğimiz günlerde, devrimciler, siyasi kargaşadan bıkan halkın ordunun kendilerine karşı gösterdiği şiddete karşı sessiz kalmaması için bir eylem yaptı. İsyanlarının pek az ciddi boyutlu faydası olduğundan rahatsız olan bu gençler geçtiğimiz yıl boyunca orduya ve Mübarek dönemi spor yetkililerine karşı protestolarında askerlerin yükselerek artan vahşi müdahelelerinden yakındılar.

Kahire varoşlarında bulunan Heliopolis'teki genç eylemciler ve devrimci futbol taraftarları, balkonlarından aşağı bakan mahalle sakinlerine ordunun orantısız güç kullanımını afişe eden videoları diktikleri projektör ekranlarından yansıtıp “Neden sessizsiniz? Yoksa siz haklarınızı şimdiden kazandınız mı?” diye sitem ederek sordular.

Müslüman Kardeşler, devrimcilerin yapamadığını yapmaya söz verince durum daha da beter halde geldi. Futbol taraftarları Mübarek'in Mısır Futbol Federasyonu'na (MFF) ve büyük futbol kulüplerinin kurullarına atadığı insanların istifasını istedi. Fakat bu talepleri birkaç istisna dışında cevapsız kaldı. Mübarek döneminde ulusal spor ve ulusal gençlik konseyleri başkanlarının yerine Müslüman kardeşlerin desteklediği adaylar yerleştirildi.

Geçen yıl, kendi futbol takımlarını kurma fikriyle yola çıkan Müslüman Kardeşler, önce MFF başkanı Sami Zaher'in ve eski rejimle bağlantılı kulüp başkanlarının istifasını istedi. Taraftar ve kulüplerin baskısıyla görev süresinin bitmesini beklemeden koltuğunu bırakacağına söz veren Sami Zaher, geçen yıldan bu yana sözünün arkasında duracağına dair hiçbir işaret vermedi.

Spor ve özellikle futbol, bazı Selefiler ve Cihatçılar tarafından İslam'a uygun olmadığı için reddedilirken, Müslüman Kardeşler sporun sağlığa olan faydalarından bahsetmekle kalmayıp, İslam'ın izinden gitmek için sporun gerekli olduğunu vurguluyorlar.

Müslüman Kardeşler Hareketi sözcüsü Mahmut Gozlan, El Ekber Gazetesi'ne şöyle konuşuyor: "Biz genel olarak sporu destekliyor ve teşvik ediyoruz. Spor İslam çağında gelişti. Biz ülke çapında sportif faaliyetleri teşvik etmenin yollarını arıyoruz... İslam'ın futbol ve diğer spor dalları ile herhangi bir sorunu yoktur."

Ancak diğer yanda kendisini Sünnet’in savunucusu ilan eden Mısırlı Selefi Şeyh Ebu İshak El-Huveyni futbolu yasaklatma çabasında. İslam Dünyasında onunla aynı görüşteki Suudi Selefi din adamları futbolun kurallarını İslam'a uygun olarak yeniden yazmak için bir girişim başlatmış ve Somali'de ise Cihat yanlıları tarafından futbol tamamen yasaklanmaya çalışılmıştı.

Mısır seçimlerinde %25 oy alarak ikinci parti olan Radikal İslamcı Nur Partisi'nin ruhani lideri konumunda olan Şeyh Ebu İshak El-Huveyni ise şöyle diyor: “Bir erkeğin karısıyla, oğluyla ve atıyla oynaşması haricindeki bütün eğlenceler manasızdır. Televizyon karşısında futbol izleyen ya da başka sporları izleyen amaçsız bir eğlence içinde demektir. Biz oynak bir millet değil, ciddi bir millet olmalıyız. Futbol gibi oyunlar oynamayı bırakın!”

Nur Partisi'nde şimdilerde Suudi modeli tartışılıyor. Suudi Arabistan'da 1951 yılına kadar futbol yasaktı. 2005 yılında, bir “kafir icadı” olan futbol oyunu kınandı ve uluslararası kabul görmüş Uluslararası Futbol Birliği Kurulu (IFAB) kuralları “kafirlerden” ayrılmak için yeniden düzenlendi. Faul, gol, penaltı, şort ve t-shirt gibi kelimeler yasaklandı ve gol atan oyuncuya tükürülmesi emredildi.


James M. Dorsey Singapur'daki Nanyang Teknoloji Üniversitesi'nde S. Rajaratnam School of International Studies'de görev alan tecrübeli bir akademisyen ve The Turbulent World Of Middle East Soccer (Orta Doğu Futbolunun Çalkantılı Dünyası) blogunun yazarıdır.

Metin şu sayfadan çevirilmiştir: http://mideastsoccer.blogspot.com/2012/01/islamists-vow-to-one-up-ultras-with.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder